BLOG
Kadere inanır mısınız? Yada hayatınızın geleceğinizle ilgili sinyaller verdiğine, hani sizin çok sonra hatırlayıp, aaaaa, eveeettt diyeceğiniz?
O zaman bize çoookk büyük gelen, içinde her türlü meyve ağacının olduğu bir bahçede büyüdüm ben. Zeytini, narı, cevizi, eriği, limonu, inciri, dutu ne isterseniz. Belki kendime ait bir çantam bile yokken zeytin sepetim vardı. Sonra bir şalvarım oldu ve ayaklarıma da siyah lastikler alındı. Genzimi yakan o keskin yağhane kokularına alıştım zamanla. Bir adet zeytinin kıymetini anladım, yaprağının, yağının. Bir domatesin, bir tek buğday tanesinin büyümesinin ne büyük bir emek olduğunu gördüm evlat yetiştirir gibi.
Ortaokula gidene kadar rahmetli dedemlerin evinde çeşme yoktu. Ben ve kuzenlerim her su bittiğinde bidonları alıp, köyün su deposuna gider, çeşmesinden su doldururduk. İçme suyu için de, derenin kenarındaki borudan akan sodalı sudan alırdık çünkü dedecim onu severdi. Kalabalık olunca hiç dayanmazdı o sular, bazı günler bir kaç kez su taşır, akşam yemeğini yiyince yorgunluktan uyuyakalırdık. Elimizi, yüzümüzü yıkadığımız sular oluklarla bahçedeki ağaçlara akardı. Suyun kıymetini çok küçük yaşta anladım ben. Ve zeytin ayıklayan ve cevizin yeşil kabuğunu ayıran, toplanan narları bize yedirmeye çalışan anneannemin ellerindeki boyayı...
Hayat belki anneannemi benden kırk yaşımda aldı; ama onların bana öğrettiklerini, yine kırk yaşımda sundu önüme bir hazine gibi. Sadece bitkilerle boyanan bir kumaş girdi dünyama birden. Hem de o aşık olduğum zeytinden, bereketine inandığım nardan, ananemin bizim için ayıkladığı cevizlerden. Bir bir çocukluğumu gördüm reçel yaptığımız güllerde, yorganlara doldurduğumuz lavantadan çıkan boyalarda. Bunun bir tesadüf olmadığına inanıp üstüne gidince de şahane bir iş çıktı ortaya. Sağlıklı, rengarenk, doğa dostu bir dünya. Sıfır üç yaş çocuklar için hayata geçirdiğimiz, baştan sona kimyasalsız bir koleksiyon. Önce kalbime, sonra aklıma düşen, kalemimde, elimde gerçeğe dönüşen tamamen doğal I'm Natural".
Şimdi tüm çocukluğumun, atalarımdan tüm öğrendiklerimin, doğaya ve suya olan aşkımın ve minnetimin buluştuğu bir yerdeyim. Köklerimin bana kattığı zenginliğe, kadın olmanın doğurganlığını, anne olmanın özenini, insan olmanın da duyarlılığını ekleyip, evladım için kurduğum hayallerimi, tüm çocuklarla ve annelerle buluşturacak olmanın heyecanı içindeyim.
Ben çok mutlu bir çocuktum. Çünkü doğada büyüdüm. Yıllar süren bir çabanın sonucunda keşfedilen, organik kavramının da ötesinde, sağlığımıza ve doğaya zarar vermeyen bir teknikle yaratılan I'm Natural, bize sahip olduğu her şeyi koşulsuz sunan doğaya ve çocukluğuma hediyemdir. Bizler de suyun ve doğanın kıymetini bilir, dönüşümlü ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimsersek, çocuklarımız da bununla yetişip, geleceğin mutlu ve sağlıklı bireyleri olurlar. Hayatımıza "hoş" geldin I'm Natural. Hep birlikte, her zaman iyilik ve sağlık konuşabilmek dileğiyle... - Burcu Kara